Ice Dungeon (Icehold) – Kuzeyin Donmuş Laneti
-
Eskiden orası sadece buzla kaplı bir mağaraydı. Sessiz, derin ve unutanlar için bir geçiş noktası. Ama krallığın çatırdadığı o eski iç savaş yıllarında, kuzeye doğru kaçan bir grup isyancı kaderini bu mağarada yazmaya karar verdi.
Sürgündeki büyücüler, terk edilmiş askerler, inancını yitirmiş korucular… hepsi kuzeydeki dar geçitlerin etrafında toplandı. Krallığın peşini bırakmaması, kaçanları birbirine daha da sıkı bağladı. Zamanla mağarayı kazıp genişlettiler, kar duvarlarını eritip koridorlar yaptılar. Koruma büyüleri örüldü, tuzaklar yerleştirildi. Orası artık sadece bir sığınak değil, bir kale olmuştu. Icehold.
Yıllar geçti, ama barış gelmedi. Krallık bu kaleyi varlığına tehdit olarak gördü. Kos Heb üzerinden ağır bir kuşatma başlatıldı. Buzun ötesi, Wastelands, tamamen kuşatma altına alındı. Geri çekilecek yer kalmadığında, içeridekilere sadece büyü kaldı.
Ve büyü... yanıt vermedi. Ya da çok fazlasını verdi.
Icehold’un iç odalarında yapılan bir ayin, tarihin kaydettiği en büyük hatalardan birine dönüştü. Ölümle yaşamın arasındaki duvar yıkıldı. Soğuğun içinden bir şey geldi. Ne bir iblis, ne de bir tanrı. Ona sadece “Icehold” diyorlar artık. Çünkü o şey, kaleyi sahiplerinden aldı. Ve oradakileri... başka bir şeye dönüştürdü.
Şimdi oraya adım atan herkes, içerdekilerin hâlâ hayatta olmadığını hemen fark eder. Ama ölü de değiller. Gözlerinde kıvılcım yok ama elleri hâlâ silah tutuyor. Nöbetçiler yerlerinde. Zincirler pas tutmamış. Her şey aynı görünüyor ama… hiçbir şey normal değil.
Kale artık yaşayanları kabul etmiyor. İçeri girenler, zombie mihmandarlar tarafından karşılanıyor. Sessizce yanınızda yürüyüp sizi en derine götürüyorlar. En sonunda, ne için geldiğinizi hatırlamıyorsunuz bile. Sadece çok soğuk olduğunu ve dışarıdan daha içerinin daha sessiz olduğunu biliyorsunuz.
O yüzden Icehold’a kimse gitmiyor. Giden de dönmüyor. Orası artık Eternia’da bir harita işareti değil, bir uyarı gibi:
Bazı savaşlar kaybedilmez… mühürlenir.
